Eğitim kavramı
her alanda kullanılır. Eğitim şart denir. Karşılaşılan bir soruna çözüm olarak
eğitim sunulur. Eğitim, her derde deva, her kapıya uyan bir maymuncuk misali
her şeyin çözümü, çaresidir. Bu söylemi kullanmayan yoktur toplumda. Yönetenler
de yönetilenlerde kullanır. Yaşlı, genç, okumuş, cahil. Ne olursa olsun herkes
için geçerli olan bu söylem üzerinde derinliğine düşünüldüğünü söylemek zordur.
Eğitim kavramı
toplumdaki pek çok kavram gibi herkes tarafından tam olarak anlaşılmadan
bilindiği düşünülen bir kavramdır. Benzer şekilde siyaset, din, ekonomi, sporda
futbol gibi pek çok konuda bilgi sahibi olmayan kimse yoktur. Herkesin
söyleyecek bir sözü vardır. Bu konularda her ortamda herkes kendince fikirler
ortaya koyar. Ortaya koyulan fikirler etrafından gruplaşılır, tartışılır, hatta
kavgalar yapılır.
Eğitim
kavramının geniş anlamda ve dar anlamda pek çok anlamları vardır. Bilgilenme
süreci anlamında en geniş anlamda eğitim, herkes tarafından söylem bazında
çözüm aracı olarak kast edilen kavramdır. Ancak bu kadar kapsamlı bir kavramın
toplumsal sorunlara çözüm olarak sadece kullanılması sonuç vermez. Eğitimin
sorunlara çözüm üretecek düzeyde işlevsel olabilmesi için çok daha ete kemiğe
bürünmüş bir şekilde ele alınması gerekmektedir.
Dar anlamda
eğitim okulda yapılan eğitimdir. Bu anlamda eğitimde öğretmen-öğrenci
etkileşimi söz konusudur. Buna örgün eğitim de denir. Örgün eğitim belirli yaş
gruplarındaki kişilere yönelik olarak uygulanabilir. Toplumun tümünü örgün
eğitim sürecine alabilmek mümkün değildir. Örgün eğitim belirli yaş dönemleri
için zorunlu/isteğe bağlı olmak üzere sınırları belirlenmiş fiziki ortamlarda
uygulanır. Toplumun tüm kesimlerini sınırları belirlenmiş fiziki ortamlara
alınarak eğitime tabi tutulması mümkün olamaz.
Eğitimin
yetişkinlere bakan yönü yaygın eğitim kavramı ile nitelenir. Yaygın eğitim
toplumda herkese yönelik olarak yapılabilir. Bununla birlikte bu tür bir eğitim
sürecinde de gönüllülük vardır. Yaygın eğitim ihtiyacı hisseden herkes benzer
kişilerle bir araya gelerek bu tür eğitimleri sunan kurum ve kuruluşlardan
eğitim talebinde bulunabilir. Bu tür eğitimde de istek ve ihtiyaçlar söz
konusudur.
Toplum her tür
insanın bir arada bulunmasından oluşur. Toplumu insan yığını olmaktan çıkaran
şey devlet otoritesinin güdümünde sınırları belirlenmiş bir toprak parçası
üzerinde yaşama düzeninin olmasıdır. Devlet otoritesi toplu halde yaşayan insan
yığınlarını toplumsal bir düzen içinde bulunmalarını sağlar. Devlet otoritesi
yönetim kavramı ile vücut bulur, canlanır. Yönetim, devlet otoritesini
kullanmayı gerektirir. Toplumda herkesin uyacağı kuralları devlet otoritesi
çıkardığı hukuk kuralları ile belirler. Hukuk kurallarının çıkarılması yönetim
sistemlerine göre farklı şekillerde olur. Yönetim gücü toplumda herkese etki
etme imkanına sahiptir. Yönetim, toplumlara yön veren güçtür. Yönetimin işleyiş
düzeni toplumdaki herkesin hayatını şekiller. Yönetim iyi bir işleyiş düzenine
sahip ise toplumun hayatında iyilikler yaygınlaşır. İyiliklerin
yaygınlaşamaması yönetimin iyi işlememesinden kaynaklanır. Yönetim, toplumun
hayatına etki edecek kuralları koyarken, hayatın içinde bunların uygulanmasını
temin ederken toplumun tüm bireylerinin zihinlerini, hayata bakışlarını, yaşam
şekillerini belirler. Toplumun içindeki herkes yönetimin uygulamalarına göre
davranış şekilleri kazanır. Toplumsal kurallar davranış şekillerini sınırlar.
Ahlak kuralları ile hukuk kuralları arasında farkı ortaya koyan uzmanlar hukuk
kurallarını devlet otoritesi tarafından desteklenmeleri itibariyle ahlak
kurallarından daha güçlü olarak kabul eder. Devlet otoritesi yönetim gücüdür.
Yönetim, gücünü kullanırken toplumsal hayatın içinde eğitim işlevi görür.
Toplum tek tek bireylerden oluşmakla birlikte aile ve diğer gruplar
aracılığıyla sosyalleşme/sosyalleştirme işlevine de sahiptir. Bireyler
sosyalleşirken toplumdaki mevcut kuralların herkes tarafından nasıl
algılandığını görür. Buna göre etkilenir. Davranışlarına yön verir. Sosyalleşme
süreci toplumda var olan kuralların nasıl hayata geçtiği ile doğrudan
ilgilidir. Devlet otoritesini kullanan yönetim gücü onu kullanan kişilerin
bakış açılarından, tutum ve davranışlarından doğrudan etkilenir. Yönetim bu
yönüyle önemli bir toplumsal eğitim aracıdır. Yönetim gücünü kullananlar
toplumu iyi eğitmek istiyorsa mevcut kuralları herkesin yararına olacak şekilde
belirlemelidir. Herkesin yararı üzerine belirlenmiş kuralların belirli kişi ve
grupların lehine olacak şekilde esnetilmesi, uygulanmaması, bazılarına farklı
uygulanması toplumsal algıyı olumsuz etkiler. Belirlenmiş kuralların herkes
için aynı şekilde kullanılması adalettir. Yönetim adaletli bir şekilde
işletilirse toplumun eğitimi iyiye doğru olur. Tersi bir durumda kötülükler yaygınlaşır.
Muhalifbakış |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder