11 Ağustos 2025 Pazartesi

Eğitim Yönetim İlişkisi Üzerine

Eğitim sistemi insan ilişkilerinin yoğun olduğu bir çalışma alanı/sektör. Her sektörün kendi işleyiş düzeni vardır. Yürütülen faaliyetin özelliğine göre sektördeki işleyiş düzeni de farklılık gösterir. Bu durum bir yönüyle işin özelliğine göre hareket etmeyi de anlatır. Eğitim sektöründe işlenmek istenen ham madde insandır. Öğrenci diye nitelenen insana bulunduğu çağın özelliklerine göre planlanmış faaliyetler yaptırılarak onun kendi iç potansiyelini geliştirmesi, keşfetmesi hedeflenir. Öğrenciye yönelik planlanmış olan faaliyetler öğretmenler tarafından yürütülür. Öğretmen eğitim faaliyetinin nasıl yürütüleceği konusunda eğitim alarak bu alanda çalışma/iş yapma yetkinliği kazanır. Öğrenci ve öğretmenin yüz yüze geldiği ortam olan okullar fiziksel ortamlar olmakla birlikte bu ortamlardaki her tür faaliyet öğretmen-öğrenci etkileşimi ile anlam kazanır. Faaliyetin özelliğine göre ihtiyaç duyulan araç gereçler de yine okullardaki faaliyetleri tamamlayıcı unsurlardır. Eğitim faaliyetinin yürütülmesi için oluşturulan ortamlar olan okulların fiziksel olarak yapılması, ihtiyaç duyulan araç gereç ve malzemelerin temin edilmesi eğitim faaliyetinin tamamıyla yapılması için yeterli olmaz. Okulların oluşturulması eğitim faaliyetinin en temel basamağının kurulmasıdır. Binanın temelinin atılması nasıl başlangıç ise okulların kurulması da bir temel/bir ilk adım/bir ilk basamaktır.

Eğitim sistemlerinin ortaya çıkması toplumların ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel ve daha diğer tüm alanlardaki gelişmelerin ortaya çıkması sonucunda bugünkü anlamına/kapsamına/derinliğine ulaşmıştır. Eğitim faaliyeti ilk insanın/insan topluluklarının ortaya çıkması ile birlikte var olmakla birlikte günümüzdeki şekliyle bir sistemin varlığının ortaya çıkması uzun tarihi süreçlerin geçirilmesine ihtiyaç göstermiştir. Eğitim faaliyeti geçmişte iki kişinin etkileşimi ile başlayabilirken geldiğimiz noktada artık iki kişilik etkileşimlerden çok daha fazlasının yapılmasını gerektirmektedir. Bundan dolayı eğitim faaliyetinden çok eğitim sisteminden söz edilir hale gelinmiştir. Sadece eğitim için değil aslında tüm toplumsal faaliyetler sistemli bir anlayışla ele almak zorunludur.

Dünyanın geldiği noktada toplumsal sistemi doğru anlayan her anlayış sistematik çalışma düzenini kurmak zorundadır. Bugün artık devlet sistemleri olmaksızın toplumların bir arada ve huzurlu bir bütün halinde yaşamaları imkansızdır. Eğitim sistemlerinin üzerinde devlet sistemleri vardır. Dünya artık geçmişteki durumundan çok farklı bir konuma ulaşmıştır. Dünyanın küçük bir köy olduğu söylemi dünyadaki hızlı iletişimin mesafeleri anlamsız hale getirdiğini göstermektedir.

Eğitim sistemleri devlet sistemlerinin altında bir alt sistem olarak vardır. Devlet sistemleri iyi organize olmuş toplumların varlığını gerektirdiği gibi iyi organize olmuş bir toplum da etkin bir yönetimin varlığını gerektirmektedir. Toplumları oluşturan her bir birey içinde bulunduğu topluma iyi organize olmuş bir yönetim aracılığıyla en üst düzeyde katkı sunma imkanına sahip olabilmektedir. Yönetimler bu yönüyle iyi organize oldukları kadar toplumda var olan her bir bireyin en üst düzeyde etkin olmasını sağlama gibi bir sorumlulukları vardır. Bu yönüyle bireye yönelik faaliyetlerin temelinde yer alan eğitim sistemlerinin de önemi daha fazla hale gelmiştir. Eğitim sisteminin önemli hale gelmesi sadece sistemin varlığı ile sağlanamaz. Var olan her tür sistemin kuruluş amacına uygun olarak işletilmesi halinde kuruluşuna uygun ürünler verebilir. Eğitim sistemi de kuruluş amacına uygun olarak işletilmesi halinde bireyleri içinde bulunduğu topluma yararlı hale getirebilir. Bunu başaran toplumlar her konuda dünyada etkin pozisyonlarda bulunabilmektedirler. Başaramayan toplumlar ise diğer toplumlara her alanda muhtaç olmakta, diğer toplumların piyonu/sömürgesi/uşağı/pazarı haline gelmektedir.

Ülkemiz eğitim sistemi bu genel ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde önemli sorunlarla karşı karşıya olduğu görülmektedir.

Eğitim sistemindeki sorunların temelinin yönetim sistemindeki sorunlardan kaynaklandığı rahatlıkla söylenebilir. Yönetim sistemleri tüm toplumlar için can alıcı bir öneme sahiptir. Yönetim sistemleri etkin bir şekilde organize olursa toplumun sahip olduğu her tür maddi, manevi, insan ve diğer kaynakları toplumun yararına olacak şekilde kullanılabilmektedir.

Ülkemiz yönetim sistemi geçmişten beri önemli sorunlarla boğuşmaya devam ettiği görülmektedir. Zaman zaman yöneticilerin Türk tarihinin 2500 yılı aşan bir geleneğinden söz ettiği duyulur. Buna rağmen Türk yönetim kültürünün sahip olduğu uzun tarihi sürece uygun bir şekilde dünyada ağırlığını hissettirebildiği söylenemez. Dünyanın geldiği noktada yönetim sistemlerinin sahip olması gereken etkinlik/dinamiklik/amacına uygun işlerlik niteliklerine sahip olmadığı görülmektedir. Devlet yönetim sistemlerinin geçirdiği ilerleme süreci Türk Yönetim sistemi için söz konusu olduğu söylenemez. Türk yönetim sistemi çağın gereği olan sistemleri takip edememenin sonucunda geri kalmıştır. Uzun süre geri kalmışlığın çaresi olabilecek çözümler uygulanmaya çalışılsa da halen girilmiş olan kısırdöngüden çıkılabildiği söylenemez. Dünyadaki devlet yönetim sistemleri içinde olması gereken birçok sistem halen yönetim sistemimizde kurulabilmiş değildir. Çağın getirdiği anlayışa sahip gelişmiş devlet yönetim sistemleri bizim için ne yazık ki halen gerçekleşebilmiş değildir.

Yönetim sistemindeki bu sakatlık diğer tüm sistemler için olduğu gibi eğitim sistemi için de büyük sorunların sürüp gitmesine neden olmaktadır. Eğitim sistemi yönetim sisteminden kaynaklanan hastalıklardan kurtulamamaktadır. Yönetim sistemindeki hatalar ve sorunlar giderilmeden de eğitim sistemindeki hata ve sorunların çözülmesi beklenmemesi gerekiyor. Yönetim sistemi bozuk olunca ona bağlı olan alt sistemler de aynı bozukluktan aynı şekilde etkilenmektedir.

Yönetim sisteminin değişimi için toplumsal bir silkinişe ihtiyaç bulunmaktadır. Bu ise toplumsal bilince ihtiyaç göstermektedir. Toplumsal bilinç ile yönetsel sistem arasında doğrudan bir ilişki vardır. Aslında bu durum büyük bir kısırdöngüye düşülmüş olduğunun da bir göstergesidir. Yönetim gücünü elinde bulunduranlar toplumsal bilinç için çaba göstermedikleri veya toplumsal bilinci kendi istedikleri yönde oluşturmaya çalıştıklarında yönetim sisteminin değişmesi de mümkün değildir. Toplumsal bilinç yönetime rağmen kısa sürede değişmesi zordur. Toplumsal bilinç, yönetim, yönetim sistemi, bu sistemlere bağlı eğitim sistemi ve diğer sistemler hepsi iç içe geçmiştir. Bu nedenle kolay bir iş olduğu söylenemez.

Yönetim gücünü elinde bulunduran iktidarların bu yönüyle üzerine büyük sorumluluk düşmektedir. Halen ülkemizi yönetmekte olan mevcut iktidar 23 yılı aşan bir süre içinde büyük bir imkana sahip olmakla birlikte yönetim sistemini çağın gerektirdiği şekilde dizayn etmek yerine yanlış bir anlayışla ülke yönetimini çok farklı şekilde kullanarak sahip olduğu büyük imkanı adeta heba etmiş gibi görünmektedir. 23 yıllık süre toplum hayatı için uzun bir süre olmamakla birlikte hız çağında bulunduğumuz bir dönemde yıllar değil günler dahi büyük öneme sahiptir. Mevcut iktidar yönetimi çağdaş yönetim sistemlerine uygun bir şekilde dizayn etmek yerine küçük bir zümrenin/kişilerin/grupların yararına işleyecek şekilde dizayn etmeyi tercih etmiştir. Toplumsal anlayışın ortaya çıkmasına büyük katkısı olabilecek medya/basın/yayın faaliyetlerini de yine kendi amaçlarına uygun şekilde maniple etmeye yönelmiştir. Bu anlayış genel yönetim sorunlarının çözülmesi yerine daha da artmasına yol açmıştır. Eğitim sistemi de bundan aynı şekilde etkilenmiştir. Eğitim sisteminin devasa sorunları yıllar boyunca azalmak yerine varlığını artarak sürdürmeye devam etmiştir. Yakın zamanda çıkışın olabileceği yönünde bir izlenim de bulunmamaktadır.

 

 

Mehmet Ali DEMİR

Muhalifbakış

izmirmuhammedali@gmail.com

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eğitim Yönetim İlişkisi Üzerine

Eğitim sistemi insan ilişkilerinin yoğun olduğu bir çalışma alanı/sektör. Her sektörün kendi işleyiş düzeni vardır. Yürütülen faaliyetin öze...