19 Temmuz 2023 Çarşamba

Eğitimde Rasyonel Olmayan İşleyiş

Eğitim faaliyetleri toplumda en yaygın kamu hizmeti alanlarından birisi. Belirlenmiş olan mevzuat hükümlerinin uygulanması yönetim birimlerinin başındaki kişilerin sorumluluğunda. Kuruma/örgüte hayat veren insan unsurudur. İnsanın olmadığı bir durumda hiçbir şeyin anlamı kalmamaktadır. Eğitim faaliyeti kendine özgü bilgi, beceri ve işleyiş düzenine sahiptir.

Eğitim faaliyetleri insan ilişkilerine dayanır. Toplumun içindeki insan ilişkilerinden farklı bir işleyiş düzenine sahiptir. Öğretmen, öğrenci, aile bu işleyiş sürecinde etkin konumdadır. Eğitim sisteminin yönetimi, işletilmesi okul düzeyinde farklıdır, okul dışındaki kurumlarda farklıdır. Eğitim sistemi denilince sadece okullardan söz edilemez. Okul odağa alınsa dahi tek tip bir işleyiş düzeni yoktur. Eğitim faaliyeti resmi-özel, örgün-yaygın, yüz yüze-uzaktan gibi kategorilere ayrılabilir. Her kategorinin işleyiş düzeni farklı özelliklere sahiptir. Eğitime dair mevzuatta meslekte öğretmenlik esastır şeklinde bir ilkeden söz edilir. Bu ilkeye göre en temel kademe öğretmenlikmiş gibi bir ön kabulü gerektirirmiş gibi görünse de bu tam olarak doğru bir yaklaşım değildir.

Okul sistemi kademelere göre farklı işleyiş düzenine sahiptir. Okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise bu kademelendirmede başlıca kategorilerdir. Ancak bu kategoride farklı işleyiş düzenine sahip alt kategorilerden de söz etmek gerekir. Özel eğitim bu aşamada normal işleyişten bir istisnayı oluşturur. Özel eğitim alanı genel eğitim faaliyetleri içinde apayrı bir özellik taşır.

Ortaöğretim düzeyindeki okullara genel olarak lise denilse de bu alandaki çeşitlilik devasa bir yapıyla yüz yüze gelinmesine neden olur. Mesleki ve teknik eğitim kurumları, yetenek temelli ortaöğretim kurumları, akademik eğitime öncelik veren kurumlar tümüyle özel bilgi, beceri ve işleyiş düzenine sahiptir.

Eğitim sisteminde temel işgören öğretmendir. Sisteme genel olarak öğretmen olarak girilir denilse de hizmetli, memur, şeflik ve yönetim kademelerine geçerek eğitim sisteminin içine iş gören olarak da girmek mümkündür. Bu şekil işleyiş de yine istisnai bir işleyişi oluşturur.

Tüm faaliyet alanlarında olduğu gibi eğitim faaliyetlerinde temel girdi insan olduğu için insan ilişkileri eğitim sisteminde büyük önem taşır.

Okullar dışında eğitim sisteminin içinde yer alan diğer kurumlar da eğitime dair dikkate alınması gereken unsurlardır. Rehberlik araştırma merkezleri, Halk eğitim merkezleri, öğretmenevleri, enstitüler de bu çerçevede ele alınması/dikkate alınması gerekir.

İl/İlçe milli eğitim müdürlükleri, bakanlık merkez ve taşra teşkilatı gibi yapılanmalar eğitim sisteminin içinde dikkate alınması gereken basamaklardır. Tüm bu çeşitlilik eğitim faaliyetlerinin yönetiminde çok farklı bilgi, beceri ve işleyiş tecrübesini gerektirmektedir. Tüm bu çeşitliliğin bağlı olduğu merkezi yapı en üstten en alta birbiri ile etkileşim içinde olmak zorundadır. Bu çeşitliliğin yönetimi özel bilgi, beceri ve tecrübe gerektirmektedir. Eğitimin yönetiminde okullar düzeyindeki yönetim faaliyetlerinin üstünde ilçe, il ve en üstte bakanlık birimleri yer alır. Okullar sistemin en altında yer almaktadır. Bakanlık en üstte yer alır. Tüm bu karmaşık yapının yönetilmesi de yine özel bir yetişme düzenini gerektirmektedir.

Buna karşın eğitim sisteminde uygulanan yönetim düzenine bakıldığında özel bir yetişme düzeninin olmadığı görülmektedir. Eğitim sisteminin yönetim düzeni bakanlık tarafından oluşturulmaktadır. Bu yönüyle bakanlık en üstte bulunan irade olarak eğitime dair her konuda söz sahibi olan yegane makamdır. Bakanlık okullar düzeyindeki işleyiş düzenini belirler. Tüm okul kategorilerine yönelik düzenlemeleri tek başına yapar. Okullar en altta olmalarına rağmen eğitim faaliyetlerinin gerçek anlamda yürütüldüğü, üretildiği, yapıldığı yerlerdir. Asıl eğitim işinin yapıldığı yerler okullar olmakla birlikte sistemin işleyiş düzeninde hiçbir etkileri, yetkileri yoktur.

Eğitim sisteminin yönetim düzeni de yine bakanlık tarafından şekillendirilir, belirlenir, değiştirilir ve değerlendirir. Bakanlık en üst irade olmasına rağmen en alttaki okullarda üretilen verileri kullanarak eğitime yön vermektedir. Bakanlık sahip olduğu yetkiyi il/ilçe milli eğitim müdürlükleri aracılığıyla kullanır. Eğitim sisteminde bakanlık, il/ilçe milli eğitim müdürlükleri kritik yönetim merkezleridir. Buna rağmen bu kritik merkezler eğitimin içeriğine dair bir iş yapmaz. Sadece yönetir. Yönetim faaliyetleri ile eğitim sistemine yön verir. İlçe en alttaki yönetim noktasıdır. Onun üstünde il, illerin üzerinde de bakanlık bulunur. İlçe ve İl yerleşim birimi bazında işletilen sınırları belli coğrafi alanlardır. İlçenin içinde mahalle ve köyler bulunmakla birlikte buraların eğitim sisteminin yönetiminde bir işlevi bulunmaz. İlçe milli eğitim müdürlükleri ilçe sınırları içinde her tür eğitim faaliyetlerinin yürütülmesinden sorumludur. Farklı düzeylerdeki okullar, eğitime dair destek hizmeti sunan diğer kurumlar, örgün-yaygın, yüz yüze-uzaktan, resmi-özel kurumlar faaliyet alanı olarak ilçe sınırları içinde faaliyetlerine devam ederler. Her bir ilçe kendi içinde bağımsız olmakla birlikte il milli eğitim müdürlüğünün güdümünde işler. İl milli eğitim müdürlüğü tüm ilçelerin üzerinde yer alır. İl milli eğitim müdürlükleri de bakanlığa bağlı olarak çalışırlar. Bakanlık, il ve ilçe yapılanmaları eğitim faaliyetlerinin sınırlarının keskin şekilde çizildiği bir yapı oluşturur. İlçe kendi içinde eğitime dair faaliyetleri kendi kendine yönetir. İlçe içindeki eğitim faaliyetlerinin niteliği ilçenin gelişmişliği, nüfus yapısı, ekonomik, sosyal ve kültürel faaliyetlerinin çeşitliliğine göre farklılaşır. İlçenin iradesi il milli eğitim müdürlüğü tarafından sınırlandırılır.

İlçe, il ve bakanlık düzeyleri eğitimin tüm çeşitliliğini içine alırlar. İlçe yönetimi bu yönüyle tüm bu çeşitliliğin yönetilmesi özel bir bilgi, beceri ve tecrübeyi gerektirir. İl yönetimi ilçeden çok daha fazla çeşitlilikle çok daha özel bilgi, beceri ve tecrübeye ihtiyaç gösterir. Bakanlık bu yönüyle tüm ülkenin eğitim faaliyetlerinin yönetimini içermesi ile en üst düzeydedir. Tüm bu görünüme rağmen işleyiş düzeni istenen bilgi, beceri ve tecrübeyi içerir olmaktan çok uzaktır. Eğitim sisteminde yönetim en önemli unsur olmakla birlikte sahip olduğu öneme uygun bir yaklaşımla ele alınmamaktadır. Bu da sistemde önemli sorunların yaşanmasına neden oluyor.

Tüm bu okul/kurum çeşitliliğinin etkin bir şekilde yönetilmesi iyi bir yetişme sürecine ihtiyaç gösterir. Oysa eğitim sisteminde hemen hiçbir yetişme süreci yoktur denebilir. İşleyiş tamamen siyasal/eğitim dışı süreçlerle yönetilmektedir. Yetişme sürecinin merkezi bir anlayışla ele alınması ve buna göre kurumların/sistemlerin kurulması gerekiyor. Özellikle bakanlık/il/ilçe düzeyindeki yönetici görevlendirmelerinde bu sistemin çok etkin bir şekilde işletilmesi gerekiyor. Okul/Kurum yöneticiliği de benzer bir anlayışla ele alınması gerekiyor. Oysa işleyiş/uygulama belirli bir çalışma süresini dolduran kişiler için açılan bir sınav sonrası seçilen kişi durumuna uygun yaptığı tercihe göre görevlendiriliyor. Bu görevini başarma düzeyine bakılmaksızın belirli bir süre görev yapması isteniyor. Bu sırada uygun bir destekçi, durum, zaman, fırsat bulduğu anda çok farklı yerlere geçiş yapılabiliyor. Bu durum yönetici yetiştirme, seçme sistemindeki gelişigüzelliği gösteriyor. Yönetici iyi yetişmeyince sistem gelişigüzel bir işleyiş düzenine bürünüyor. Sonuçta siyasal iradeyi ele geçiren anlayışın inisiyatifine bağımlı bir işleyiş düzeni hakim oluyor. Belirsiz bir işleyiş düzeninden nitelik çıkmıyor. Rastgelelik sistemi kötürümleştiriyor.

Yeni bakan okullarda öğretmenler odası buluşmaları adı altında sosyal medyada güya öğretmenlere yakın olduğunu, öğretmenlerle fikir alış verişi yaparak ortak, katılımcı bir yönetim stili sergiliyormuş gibi yaparak tribünlere oynayarak eğitimdeki sorunlara çözüm bulacağını zannediyor. Bu süreçte öğretmen atama tarihlerinin başlangıcını değiştirerek yine sorunları çözüyormuş gibi yapıyor. Oysa bunlardan çok daha kök sorunlar olduğu gibi duruyor. Yukarıdan beri bakanlığın yapısı ve yönetim becerisi rasyonel bir yapıya kavuşturmadan kök sorunların etrafında dönerek sorunların çözüleceği zannıyla eğitimde gidilebilecek fazla bir mesafe yok.

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eğitimde Müfredat Açmazı

Bizde eğitim denilince okullar, okullar deyince sınıflar, sınıflar deyince de dersler akla gelir. Millî Eğitim Bakanlığı güya ders içerikler...