Eğitim
faaliyetleri toplumda en yaygın kamu hizmeti alanlarından birisi. Belirlenmiş
olan mevzuat hükümlerinin uygulanması yönetim birimlerinin başındaki kişilerin
sorumluluğunda. Kuruma/örgüte hayat veren insan unsurudur. İnsanın olmadığı bir
durumda hiçbir şeyin anlamı kalmamaktadır. Eğitim faaliyeti kendine özgü bilgi,
beceri ve işleyiş düzenine sahiptir.
Eğitim
faaliyetleri insan ilişkilerine dayanır. Toplumun içindeki insan ilişkilerinden
farklı bir işleyiş düzenine sahiptir. Öğretmen, öğrenci, aile bu işleyiş
sürecinde etkin konumdadır. Eğitim sisteminin yönetimi, işletilmesi okul
düzeyinde farklıdır, okul dışındaki kurumlarda farklıdır. Eğitim sistemi denilince
sadece okullardan söz edilemez. Okul odağa alınsa dahi tek tip bir işleyiş
düzeni yoktur. Eğitim faaliyeti resmi-özel, örgün-yaygın, yüz yüze-uzaktan gibi
kategorilere ayrılabilir. Her kategorinin işleyiş düzeni farklı özelliklere
sahiptir. Eğitime dair mevzuatta meslekte öğretmenlik esastır şeklinde bir
ilkeden söz edilir. Bu ilkeye göre en temel kademe öğretmenlikmiş gibi bir ön
kabulü gerektirirmiş gibi görünse de bu tam olarak doğru bir yaklaşım değildir.
Okul sistemi
kademelere göre farklı işleyiş düzenine sahiptir. Okul öncesi, ilkokul,
ortaokul, lise bu kademelendirmede başlıca kategorilerdir. Ancak bu kategoride
farklı işleyiş düzenine sahip alt kategorilerden de söz etmek gerekir. Özel
eğitim bu aşamada normal işleyişten bir istisnayı oluşturur. Özel eğitim alanı
genel eğitim faaliyetleri içinde apayrı bir özellik taşır.
Ortaöğretim
düzeyindeki okullara genel olarak lise denilse de bu alandaki çeşitlilik devasa
bir yapıyla yüz yüze gelinmesine neden olur. Mesleki ve teknik eğitim kurumları,
yetenek temelli ortaöğretim kurumları, akademik eğitime öncelik veren kurumlar
tümüyle özel bilgi, beceri ve işleyiş düzenine sahiptir.
Eğitim
sisteminde temel işgören öğretmendir. Sisteme genel olarak öğretmen olarak
girilir denilse de hizmetli, memur, şeflik ve yönetim kademelerine geçerek
eğitim sisteminin içine iş gören olarak da girmek mümkündür. Bu şekil işleyiş
de yine istisnai bir işleyişi oluşturur.
Tüm faaliyet
alanlarında olduğu gibi eğitim faaliyetlerinde temel girdi insan olduğu için insan
ilişkileri eğitim sisteminde büyük önem taşır.
Okullar dışında
eğitim sisteminin içinde yer alan diğer kurumlar da eğitime dair dikkate
alınması gereken unsurlardır. Rehberlik araştırma merkezleri, Halk eğitim
merkezleri, öğretmenevleri, enstitüler de bu çerçevede ele alınması/dikkate
alınması gerekir.
İl/İlçe milli
eğitim müdürlükleri, bakanlık merkez ve taşra teşkilatı gibi yapılanmalar
eğitim sisteminin içinde dikkate alınması gereken basamaklardır. Tüm bu
çeşitlilik eğitim faaliyetlerinin yönetiminde çok farklı bilgi, beceri ve
işleyiş tecrübesini gerektirmektedir. Tüm bu çeşitliliğin bağlı olduğu merkezi
yapı en üstten en alta birbiri ile etkileşim içinde olmak zorundadır. Bu
çeşitliliğin yönetimi özel bilgi, beceri ve tecrübe gerektirmektedir. Eğitimin
yönetiminde okullar düzeyindeki yönetim faaliyetlerinin üstünde ilçe, il ve en
üstte bakanlık birimleri yer alır. Okullar sistemin en altında yer almaktadır.
Bakanlık en üstte yer alır. Tüm bu karmaşık yapının yönetilmesi de yine özel
bir yetişme düzenini gerektirmektedir.
Buna karşın
eğitim sisteminde uygulanan yönetim düzenine bakıldığında özel bir yetişme
düzeninin olmadığı görülmektedir. Eğitim sisteminin yönetim düzeni bakanlık
tarafından oluşturulmaktadır. Bu yönüyle bakanlık en üstte bulunan irade olarak
eğitime dair her konuda söz sahibi olan yegane makamdır. Bakanlık okullar
düzeyindeki işleyiş düzenini belirler. Tüm okul kategorilerine yönelik
düzenlemeleri tek başına yapar. Okullar en altta olmalarına rağmen eğitim
faaliyetlerinin gerçek anlamda yürütüldüğü, üretildiği, yapıldığı yerlerdir. Asıl
eğitim işinin yapıldığı yerler okullar olmakla birlikte sistemin işleyiş
düzeninde hiçbir etkileri, yetkileri yoktur.
Eğitim
sisteminin yönetim düzeni de yine bakanlık tarafından şekillendirilir, belirlenir,
değiştirilir ve değerlendirir. Bakanlık en üst irade olmasına rağmen en alttaki
okullarda üretilen verileri kullanarak eğitime yön vermektedir. Bakanlık sahip
olduğu yetkiyi il/ilçe milli eğitim müdürlükleri aracılığıyla kullanır. Eğitim
sisteminde bakanlık, il/ilçe milli eğitim müdürlükleri kritik yönetim
merkezleridir. Buna rağmen bu kritik merkezler eğitimin içeriğine dair bir iş
yapmaz. Sadece yönetir. Yönetim faaliyetleri ile eğitim sistemine yön verir.
İlçe en alttaki yönetim noktasıdır. Onun üstünde il, illerin üzerinde de
bakanlık bulunur. İlçe ve İl yerleşim birimi bazında işletilen sınırları belli
coğrafi alanlardır. İlçenin içinde mahalle ve köyler bulunmakla birlikte
buraların eğitim sisteminin yönetiminde bir işlevi bulunmaz. İlçe milli eğitim
müdürlükleri ilçe sınırları içinde her tür eğitim faaliyetlerinin
yürütülmesinden sorumludur. Farklı düzeylerdeki okullar, eğitime dair destek
hizmeti sunan diğer kurumlar, örgün-yaygın, yüz yüze-uzaktan, resmi-özel kurumlar
faaliyet alanı olarak ilçe sınırları içinde faaliyetlerine devam ederler. Her
bir ilçe kendi içinde bağımsız olmakla birlikte il milli eğitim müdürlüğünün
güdümünde işler. İl milli eğitim müdürlüğü tüm ilçelerin üzerinde yer alır. İl
milli eğitim müdürlükleri de bakanlığa bağlı olarak çalışırlar. Bakanlık, il ve
ilçe yapılanmaları eğitim faaliyetlerinin sınırlarının keskin şekilde çizildiği
bir yapı oluşturur. İlçe kendi içinde eğitime dair faaliyetleri kendi kendine
yönetir. İlçe içindeki eğitim faaliyetlerinin niteliği ilçenin gelişmişliği,
nüfus yapısı, ekonomik, sosyal ve kültürel faaliyetlerinin çeşitliliğine göre
farklılaşır. İlçenin iradesi il milli eğitim müdürlüğü tarafından
sınırlandırılır.
İlçe, il ve
bakanlık düzeyleri eğitimin tüm çeşitliliğini içine alırlar. İlçe yönetimi bu
yönüyle tüm bu çeşitliliğin yönetilmesi özel bir bilgi, beceri ve tecrübeyi
gerektirir. İl yönetimi ilçeden çok daha fazla çeşitlilikle çok daha özel
bilgi, beceri ve tecrübeye ihtiyaç gösterir. Bakanlık bu yönüyle tüm ülkenin
eğitim faaliyetlerinin yönetimini içermesi ile en üst düzeydedir. Tüm bu
görünüme rağmen işleyiş düzeni istenen bilgi, beceri ve tecrübeyi içerir
olmaktan çok uzaktır. Eğitim sisteminde yönetim en önemli unsur olmakla
birlikte sahip olduğu öneme uygun bir yaklaşımla ele alınmamaktadır. Bu da
sistemde önemli sorunların yaşanmasına neden oluyor.
Tüm bu
okul/kurum çeşitliliğinin etkin bir şekilde yönetilmesi iyi bir yetişme
sürecine ihtiyaç gösterir. Oysa eğitim sisteminde hemen hiçbir yetişme süreci
yoktur denebilir. İşleyiş tamamen siyasal/eğitim dışı süreçlerle
yönetilmektedir. Yetişme sürecinin merkezi bir anlayışla ele alınması ve buna
göre kurumların/sistemlerin kurulması gerekiyor. Özellikle bakanlık/il/ilçe
düzeyindeki yönetici görevlendirmelerinde bu sistemin çok etkin bir şekilde
işletilmesi gerekiyor. Okul/Kurum yöneticiliği de benzer bir anlayışla ele
alınması gerekiyor. Oysa işleyiş/uygulama belirli bir çalışma süresini dolduran
kişiler için açılan bir sınav sonrası seçilen kişi durumuna uygun yaptığı
tercihe göre görevlendiriliyor. Bu görevini başarma düzeyine bakılmaksızın
belirli bir süre görev yapması isteniyor. Bu sırada uygun bir destekçi, durum,
zaman, fırsat bulduğu anda çok farklı yerlere geçiş yapılabiliyor. Bu durum
yönetici yetiştirme, seçme sistemindeki gelişigüzelliği gösteriyor. Yönetici
iyi yetişmeyince sistem gelişigüzel bir işleyiş düzenine bürünüyor. Sonuçta
siyasal iradeyi ele geçiren anlayışın inisiyatifine bağımlı bir işleyiş düzeni
hakim oluyor. Belirsiz bir işleyiş düzeninden nitelik çıkmıyor. Rastgelelik
sistemi kötürümleştiriyor.
Yeni bakan
okullarda öğretmenler odası buluşmaları adı altında sosyal medyada güya
öğretmenlere yakın olduğunu, öğretmenlerle fikir alış verişi yaparak ortak,
katılımcı bir yönetim stili sergiliyormuş gibi yaparak tribünlere oynayarak
eğitimdeki sorunlara çözüm bulacağını zannediyor. Bu süreçte öğretmen atama
tarihlerinin başlangıcını değiştirerek yine sorunları çözüyormuş gibi yapıyor.
Oysa bunlardan çok daha kök sorunlar olduğu gibi duruyor. Yukarıdan beri
bakanlığın yapısı ve yönetim becerisi rasyonel bir yapıya kavuşturmadan kök
sorunların etrafında dönerek sorunların çözüleceği zannıyla eğitimde
gidilebilecek fazla bir mesafe yok.
Muhalifbakış |