4 Mayıs 2021 Salı

Beşeri Sermayeyi Kullanma Sorunu Üzerine


           Toplumda beşeri sermaye kullanımı genel yönetimin iradesinde. Genel yönetim siyasal niteliğe sahip bir olgu. Siyaset ülkenin, toplumun genel politikalarından en özel uygulamalarına kadar her alanda etkili oluyor. Etkin bir kurallı yaşama kültürünün olmaması siyasetin faaliyet alanını daha da güçlendiriyor.

Siyaset, siyaset yapıcıların eliyle harekete geçiyor. Siyaset yapıcıların niteliği siyasetin niteliğini de doğrudan belirliyor.

Siyasetin etki gücü tüm alanları kapsıyor. Siyasi parti aidiyeti her yerde kapıları açan bir anahtar durumunda. Siyasetçiler her alanda etkin. Vatandaş iş için kurumsal bir şirkete başvuruyorsa siyasi referans isteniyor. Devlete ait kamu hizmetlerinden yararlanmak istiyorsa siyasileri aracı kılıyor. Memur atama, yer değiştirme hakkını kullanmak istiyorsa siyasi referans aranıyor. Tüm bunlar siyasi iktidarın sahiplerinin iradesine uygun olarak yapılıyor. Cumhurbaşkanı partiye kayıtlı üye sayısını arttırın diye hedef koyunca partideki yetkililer bu talimatın gereğini yapmak için her fırsatı kullanıyorlar. Bu durum kuralsızlığı yaygınlaştırıyor. Gücü keyfine göre kullanma alışkanlığını yaygınlaştırıyor.

Toplumsal hayatın hiçbir alanı siyasetin etki alanının dışına çıkamıyor. Eğitim sistemi de bu yönüyle bundan hariç tutulamaz.

Her faaliyetin kendine özgü teknik bilgisi ve işleyişi olmakla birlikte faaliyetin yürütüldüğü örgütsel yapı her zaman siyasal etkinin kapsamında kalır.

Örgütsel yapıların en önemli öğesi insandır. İnsan öğesinin yoğun olduğu eğitim sisteminde insan kaynağının yönetimi diğer alanlara göre çok daha önem arz eder.

Eğitim sisteminde beşeri sermayenin kullanımı konusunda önemli sorunlar yaşanmaktadır. Çalışma yetenekleri olan insanları boş bırakıp heba etmek beşeri sermayenin boşa harcanması anlamına gelir. Milli eğitim bakanlığı içinde beşeri sermayenin etkin kullanımında önemli sorunlar bulunmaktadır. 2010 yılında bakanlık görevine gelen Ömer DİNÇER’in döneminde bakanlıktaki yönetim kadrolarında görev yapanların tümü uzmanlık kadrosu adı altında havuza alınmış ve onların yerine yeni kadrolar oluşturulmuştu. Uzmanlık kadrosuna geçirilenlere her hangi bir görev ve sorumluluk verilmeyerek evlerinde oturur hale getirilmişti. Uzun yıllar bakanlık bürokrasisinde görev yapan yönetim personelinin bu şekilde atıl durumda bırakılması insan gücü sermayesinin büyük önem taşıdığı eğitim sistemi için önemli bir israftır. Bu uygulamanın benzeri denetim görevini yürüten maarif müfettişliği kadroları için de 2016 yılında yapıldı. 2016 yılında yapılan mevzuat düzenlemesi sonrası maarif müfettişliği kadrosu beş yüz olarak belirlendi. Bu kadrolar Efkan ALA’nın kardeşi Atıf ALA tarafından organize edilen sübjektif mülakat sınavı ile dolduruldu. Üç bin civarında müfettiş kadrosundan beş yüz tanesi seçilerek denetim, soruşturma görevini yürütmekle görevlendirilirken kalan iki bin beş yüz müfettiş için şahsa bağlı kadro oluşturuldu. Bu iki bin beş yüz kişi illerde atıl bir durumda bırakılmış durumdalar. Şahsa bağlı kadro ile il milli eğitim müdürlükleri bünyesinde bulunan maarif müfettişleri için bir görev tanımı da olmadığı için işlevsiz bir şekilde vakit doldurmaktadırlar. Oysa bu kişiler uzun yıllar eğitim sistemi içinde yetişmiş tecrübeli personel olarak etkin bir şekilde kullanılabilirler. Eğitim sistemi içinde yetişmiş personel ihtiyacı had safhada olduğu halde mevcut yetişmiş kadroların bonkörce ihmal edilmesi büyük bir beşeri sermaye israfıdır.

Siyasal iktidarın beşeri sermayesi kullanma politikası kapsayıcı olmaktan çok uzak. Kendine yakın olanları kayırma anlayışı en baştan beri bu politikanın ana eksenini oluşturuyor.

İktidarın başından itibaren güttüğü politikalara genel olarak bakıldığında önceleri varlık-yokluk mücadelesinin bir gereği bu kayırmacılık fazla ön plana çıkmamıştı. Özellikle 2010 yılına gelinceye kadar bu yolda önemli adımlar attı.

Yeterli güce ulaşma 2010 yılıyla birlikte tamamlandı denebilir. Bu tarihten sonra edindiği gücü her yere yayma dönemine geçildi.

Güç devşirme döneminde işbirliği yaptığı FETÖ ile güç mücadelesinin ortaya çıkması iktidarı kendi içine kapanmaya zorladı. Önceleri seçici davranmazken FETÖ mücadelesinin başladığı dönemle birlikte seçici davranmaya başladı.

FETÖ ile girişilen mücadele sürecinde sahip olduğu kaynak dağıtma gücünü işbirliği karşılığında kullandı.

Yerli ve milli olma gibi sübjektif kriterler geliştirildi. FETÖ ile mücadelede edinilen yeni destekçi grupları olarak kamu sektöründe sendikalar ön plana çıktı. Eğitim Bir Sen sendikası bu süreçte önemli bir aktör haline geldi.

Siyasal iktidarın sahip olduğu güç karşısında herkes iktidarın yanında yer aldı veya öyle göründü.

Parti her alanla olan bağlantıyı sağlayan yegane araç haline geldi. Her yerde parti yöneticileri işlere müdahil hale geldi. Bu arada kendi gruplarını kurma çabası içine de girdiler. TÜRGEV, TÜGVA, Cihannüma Derneği gibi sivil toplum görünümlü organizasyonlar aracılığıyla toplumsal köklerini güçlendirmeye çalıştılar. Ensar gibi vakıflar, dini grup ve cemaatlerle bağlantılar FETÖ tecrübesi de unutulmadan sürdürüldü. Belediyeler aracılığıyla rant dağıtma sistemi kuruldu.

Zamanla yozlaşan sistem güç kaybına neden oldu. Bu da MHP koalisyonu ile kapatılmaya çalışılıyor.

Kamu alanında sendikalarla yapılan işbirliği sonucunda eğitim sistemi Eğitim Bir Sen sendikasına teslim edildi. Bu sendikanın gelişim sürecine yakından bakıldığında siyasal iktidarla paralel bir gelişme gösterdiği kolayca görülür. Kendini siyasal iktidara eklemleyen sendika her yerde siyasi iktidar partisi ile işbirliği yapıyor.

Sendika kendi adamlarını her alanda yönetim makamlarına getirirken üyelerini siyasi parti politikalarına karşı çıkmama konusunda pasifize ediyor.

                                                                               Muhalifbakış

                                                                          izmirmuhammedali@gmail.com

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eğitimde Müfredat Açmazı

Bizde eğitim denilince okullar, okullar deyince sınıflar, sınıflar deyince de dersler akla gelir. Millî Eğitim Bakanlığı güya ders içerikler...