Erdoğan iktidarı, kişi iktidarının son
dönemdeki örneği olarak tarihe geçecek gibi görünüyor. Erdoğan’ın ülke
gündemine geliş sürecine bakıldığında 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanlığına seçilmesi sonrası başladı denebilir. Aslında Erdoğan’ın ülke
gündemine gelmesi biraz da dönemin siyasi güçlerinin öngörüsüzlüğünün de bir
sonucu. Dönemin siyasi güçleri Cumhuriyetin ilk gününden itibaren ülkenin tek
gerçek sahibi imiş gibi davranmalarının sonucunda ortaya çıkan tek tipçi
yönetim anlayışı ülkeyi büyük bir kaosun içine sokmuştu. Toplumu zorla
değiştirme projesini dünyanın geldiği noktayı görmezden gelerek sürdürme
inadına girmiş olan askeri ve bürokratik oligarşi toplumda herkesin elini
ayağını bağlayarak yaşanan sorunları çözeceğini zannetti. Toplum yıllarca
kendisine dayatılan siyasal aktörlerden öylesine bıkmış bir durumda idi ki
Erdoğan’ı adeta bir can simidi gibi görüp sarıldı.
Siyasal iktidarın antidemokratik uygulamaları
nedeniyle mazlum duruma sokulan Erdoğan toplum tarafından sorunları çözebilecek
yegâne lider gibi görülerek iktidara taşındı. Yirmi yıla yakın yapılan tüm
seçimlerde toplum Erdoğan tercihinden vazgeçmiş değil. Erdoğan bu teveccühü
uzun süredir elinde tutarak iktidarını sürdürüyor.
Erdoğan’ın başta söyledikleri ile bugün
yaptıkları arasında büyük farkların ortaya çıktığı görülüyor. Geçmişte liderlik
koltuğunu bırakmayanları koltuğa yapışma söylemi ile eleştirip kendi iktidarlarında
en fazla üç dönemle sınırlama kuralı söylemini savunurken kendisi de
eleştirdiği liderlerin durumuna düşmüş görünüyor. Öyle ki Cumhuriyet tarihinin
en uzun süreli tek adam dönemi rekorunu kırmış durumda. Geçmişte Erdoğan’ın
içinden geldiği siyasal, sosyal hareketin en önemli söylemi Cumhuriyet
dönemindeki tek adam ve tek parti eleştirisi iken bugün Atatürk’ün de bu
uygulamayı yaptığı söylemine sarılmak zorunda kalınıyor. Bu ve benzeri çelişkiler
uzun zamandır iktidarın uygulamalarında sık sık görülüyor.
Seçimlerde çıraklık, kalfalık ve ustalık
dönemleri diye nitelenen dönemler başarısızlıkların da her geçen gün arttığını
gösteriyor. İktidarın ilk dönemlerinde iktidarda olduğu halde muktedir olamama söylemlerinin
gölgesinde görmezden gelinen başarısızlıklar iktidarın pekişmesi ile birlikte
azalacakken daha da artmış durumda. Geçmişte uzun yılların oluşturduğu
bürokratik ve askeri oligarşiye karşı mücadele ediyor gerekçesi ile hoş görülen
bazı eksik adımlar bugün için hoş görülecek bir yönü bulunmuyor. Bir dönem değişime
direniyor diye bürokrasiyi suçlayan lider Erdoğan için bugün suçlanacak bir güç
odağı söz konusu değil. Lideri her şeyin üstünde gören taraftarlar Amerika,
Avrupa ve diğer dış güçleri suçlasa da aslında dış güçler her dönem bu ülke
için bir engel olarak vardı.
Erdoğan 2018 Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini
savunurken bu kardeşinize yetkiyi verin, enflasyonla, faizle nasıl mücadele
edilir görün diyerek toplumu istediği şekilde bir sistem değişimine ikna etti.
Bugün Yasama, Yürütme ve Yargı başta olmak üzere devleti ve kurucusu olduğu siyasi
partiyi tümüyle kendi tekeline almış durumda. Tüm yetkilerin tek elde
toplanmasının getirdiği en önemli sorun devasa bir yetki karmaşasının doğması
olmuştur. Tüm yetkileri tek elinde toplayan kişinin bu kadar gücün altından
kalkabilmesi mümkün değil. Oluşturulması gereken sistem kurum ve kuralların
hakimiyetine dayalı bir sistemdir. Kurum ve kuralların hakim olduğu sistemde
etkin bir işleyiş mümkün olabilir. Oysa şu an için var olan sistem kurum ve
kuralların kendiliğinden işlemesinden çok liderin ve adamlarının isteğine göre
işleyen bir kurum ve kurallar bütünü söz konusu. Lider ve adamlarının
yönlendirmesi olmaksızın hiç kimse kendiliğinden harekete geçemiyor. Kurum ve
kuralları oluşturan devlet sistemine paralel bir siyasal ve informal yapılar
söz konusu. Liderin başında olduğu siyasi parti teşkilatı devlet sisteminin her
tür işleyişini etkiliyor. Kurum ve kurallar bütünü olan devlet sistemi siyasal
teşkilat tarafından şekillendiriliyor, yönlendiriliyor. Siyasal parti teşkilatı
ile işbirliği içindeki sendika, cemaat ve sivil toplum kuruluş yapıları liderden
referans alarak her tür kurumsal ve kurallı işleyişi istedikleri gibi şekillendirebiliyor.
Siyasal parti teşkilatından, onun destekçisi olan sendika, cemaat, sivil toplum
kuruluş ve yapılarından geçmeksizin bir şeyler yapabilmek, bir yerlere
gelebilmek neredeyse imkânsız. Bu işleyiş düzeni iktidar etrafında bir menfaat
ilişkiler sistemi, yapılanması oluşturmuş durumda. Bu ilişkiler ağı iktidarın
bir anda değişmesine engel oluyor. İktidarın değişmesi mevcut ilişkiler ağından
beslenen grupların menfaatlerine aykırılık teşkil etme ihtimalini doğurduğu için
iktidar halen desteği alabiliyor. Oluşan bu ilişkiler ağı toplum olarak var
olan sorunların çözümüne katkı sağlamıyor. Tersine bu işleyiş toplumda büyük
bir çürümeye yol açıyor.
İktidarın mevcut sorunlardan çıkabilmesi bugün
için mümkün görünmüyor. İktidar için lider Erdoğan büyük bir figür olmasına
karşın yıllardır ülke sorunlarında tek başına söz sahibi olmanın ortaya
çıkardığı büyük bir yorgunlukla karşı karşıya gelmiş durumda. Bu kadar çok
yetkinin altından bir kişinin altından kalkabilmesi mümkün olmadığı gibi
Erdoğan da yaşının da getirdiği zorluklar bir araya geldiğinde zorluklar daha
da artmış durumda. Bu nedenle mevcut zorluklardan Erdoğan’ın tek başına
çabasıyla çıkılabilmesi mümkün değil. Yıllardır oluşturulmuş tek adam sisteminin
bir anda değişmesi de mümkün olmadığına göre zorluklardan bu iktidarla, bu
anlayışla çıkılamayacağını söylemek büyük bir kehanet değil.
Yeni bir iktidar döneminde geçmişten ve bugünkü
iktidarın yaptıklarından ders alarak yeni bir sistem kurulması gerekiyor. Bu
sistemde gerçek anlamda kurum ve kuralların hâkimiyetini önceleyen bir devlet
sistemi kurulması gerekiyor. Toplumun tüm kesimlerini içine alacak, katılımı
güçlendirecek bir sistemin kurulması gerekiyor. Devleti yönetenlerin
sorumluluğunu yerine getirmesine katkı sunacak yapıların, işleyişlerin
kurulması gerekir.
Devlet yönetiminde yönetimi kolaylaştıracak
sistemler kurulurken ortak hedefler belirlemek önemlidir. Ortak hedefler
politika diye isimlendirilir. Politikaların tümü devletin genel hedefine hizmet
edecek şekilde hayata geçirilmeli. Politikalar ortak anlayışı yansıtmalı.
Politikaya uygun hareket edilmesini takip edecek yapılar, sistemler kurulmalı.
Oluşturulan politikalar tüm topluma mal edilmeli. Politikadan sapmayı
engelleyecek etkin denetim mekanizmaları kurulmalı.
Muhalifbakış