3 Nisan 2019 Çarşamba

TOKİ Sistemine Dair


TOKİ sistemi özellikle 1980 sonrası dönemde ülkemizde toplu konut sistemine önemli bir aktör olarak girdi. Konut ihtiyacı ülkemizde herkes için önemli bir konu. Aile bütçesindeki en önemli gider kalemlerinden birisi konut alanında.
Siyasiler bu konuda bir şeyler yapmayı vaad ederek iktidara geldiler ve gelmeye devam ediyorlar.
2002 yılı sonrası iktidara gelen AK PARTİ/AKP’nin bu sistemi oldukça etkili kullandığı söylenebilir. İktidar süreci boyunca hemen her dönem TOKİ’yi kullanarak ülkede özellikle dar gelirli insanlar için ümit kapısı olarak göründü. TOKİ, kentsel dönüşüm, deprem ve diğer doğal afet geçiren bölgelerde mağduriyet yaşayan insanların desteklenmesi ve sosyal amaçlı bina ve konutların yapılmasında kullanılan bir araç olarak kullanıldı ve oldukça önemli görevler icra etti ve etmeye devam ediyor.
TOKİ sisteminin toplum içinde icra ettiği işlevler genelde olumlu bir hava içinde kullanıldı ve adeta bu olumlu havanın etkisi ile her zaman bir reklam aracı gibi de kullanıldı. TOKİ sistemine girmemiş olanlar bu olumlu havadan her zaman büyülenmiş gibi davrandılar ve davranmaya devam ediyorlar. Buna karşın TOKİ sisteminden konut almış olanların  yaşadıkları olaylar ve şahit oldukları durumlar görüntünün hiç de zannedildiği kadar büyüleyici olmadığını gösteriyor.
TOKİ sisteminin işleyişinde konutların yapılacağı arsa alanlarının temin edilmesi ve konutların yapılması sürecinde serbest piyasa şartları açısından önemli sorunlardan söz edildiğini özellikle inşaat sektöründe olanlar tarafından her zaman dile getirilmiştir. TOKİ sistemine göre inşa edilecek konutların yapıldığı arsalar bir maliyet kalemi olarak yer almaz. Bu durum konutların maliyetlerine önemli bir etki yapar. Bununla birlikte bu yazıda TOKİ sistemindeki inşaatların yapım sürecinden ziyade kullanım sürecinde yaşanan sorunlardan söz edilecektir.
TOKİ, konutları inşaa ettirme sonrası toplu konutların yönetimini de kendi üzerine alarak vatandaşa iyilik yapıyor gibi görünmekle birlikte gerçeklik hiç de böyle değildir.
TOKİ inşaatların tamamlanması sonrası hak sahiplerine konutları teslim etmektedir. Konutların teslim edilmesi ile birlikte TOKİ’nin işlevi sona ermemektedir. TOKİ’nin teslim ettiği konutlar hak sahiplerine 120 aya varan vadelerde belirlenen taksitlerle ödeme yapılarak kullanıma sunulur. Peşin ödemeleri genelde düşük olmakla birlikte taksitler altı ayda bir farklı oranlarda yeniden belirlenir. Bu belirlemeler yapılırken enflasyon veya memur maaş zamlarına gelen oranlar dikkate alınır. TOKİ, hak sahipleri borçlarını tamamlayıncaya kadar tapuların devrini üzerinde tutar. Bu sürece bakıldığında ekonomik ve hukuki şartların gereği olarak normal bir işleyiş gibi görünebilir. Buna karşın bu süreçte yaşananlar önemli sorunları içermektedir. TOKİ, tapu sahibi olarak hak sahiplerine konutları teslim ederken hazırladığı sözleşmeleri imzalamayı zorunlu tutar. Hazırlanan sözleşmeler TOKİ ile hak sahiplerini karşılıklı yükümlülük altına sokmaktadır. Bu sözleşmeler konut kullanıcıları üzerinde tek taraflı büyük yükümlülüklerin altına sokmaktadır. TOKİ yönetimi bu sözleşmeleri kullanarak konut kullanıcılarını adeta kulu ve kölesi haline getirmektedir. TOKİ toplu yaşamanın gereğini insanlara öğretme, onları uyumlu bir toplum yaşama hazırlama adı altında yönetimi tek taraflı olarak eline almaktadır. Hazırlanan sözleşme ve oluşturulan yönetim aracılığı ile konut kullanıcıları esaret altına alınmaktadır. Sözleşmeye konulan maddeler TOKİ tarafından istendiği şekilde belirlenir. TOKİ’den konut alanların çoğu o güne kadar toplu yaşama veya kat mülkiyeti konularına yabancıdır. Bu yabancılık TOKİ tarafından adeta istismar edilmektedir. Sözleşmeye göre oturanlara toplu yaşamanın ve kat mülkiyetinin gereğini öğretmesi gereken TOKİ insanların bilgisizliğini kullanarak yıllar boyunca konutları kullananları kendisine mahkum müşteriler gibi görmektedir. Toplu yaşamanın gereği olarak konut kullanıcılarını bilgilendirme, yönetim birimlerini kurup oturanlara devir etmek yerine toplu yaşam alanlarını kendisi tarafından atanmış kişiler için iş kapısı haline getirmektedir. Verilen hizmetler site sakinlerinin memnuniyetsizliğine rağmen nitelikli hale dönüştürülmemekte, şikayetlere adeta kulak tıkanmaktadır.
Site yöneticisi olarak atanan kişilerin çoğu TOKİ tarafından daha önce siyasi iktidar adına siyasi mücadelelere girmiş ve kaybetmiş kişiler arasından seçilmektedir. Yönetici konumunda ödenecek kişilere ödenecek ücretler ve diğer hak edişler başta olmak üzere konutlarda ikamet eden konut kullanıcılarının ödeyeceği aidatlar tamamen TOKİ tarafından tek taraflı olarak belirlenir. Konut kullanıcıları bu meblağları ödemek zorundadır. İtiraz etme gibi bir imkanları yok dense yeridir. Zira konut kullanıcılarının çoğu hukuki hakları konusunda yeterli bilgi sahibi kişiler değildir. TOKİ devlet adına hareket eden, hukuki, ekonomik ve tecrübe itibariyle her yönden imkan ve güce sahip devasa bir örgüt olarak bir tarafta dururken yeterli bilgiye sahip olmayan bireyin buna karşı mücadele edebilmesini beklememek gerekiyor.
TOKİ’nin kurduğu yönetim sistemi sadece oradaki konut kullanıcılarına yönelik bir sistem olarak işlememektedir. Her nerede olursa olsun yapılan konutlar TOKİ adına yönetilirken TOKİ’nin de dahil olduğu farklı kurumlardan oluşan İstanbul merkezli şirketlere kaynak sağlar hale dönüşmüştür. Toplanan aidatların belli bir oranı doğrudan bu şirketlere aktarılır. Anadolu’nun en ücra köşesinde konut kullanıcısı olarak şevkle başını sokacak bir evi olduğu için sevinen vatandaşın ödediği aidatlar devasa şirketlere aktarılmaktadır.
TOKİ, konutların yönetimini oluştururken vatandaştan yönetim birimlerini oluşturma adına avans adı altında oldukça önemli miktarlarda meblağlar almaktadır. Belirlenen avansları konut alan herkes ödemek zorundadır. Daire başı belirlenen avansların toplamı yönetim birimlerinin oluşturulmasında ihtiyaç duyulan maddi kaynağın kat kat üstünde olmasına rağmen buna kimse itiraz edip sorgulayamamaktadır. TOKİ’nin yaptığı işleri etkin bir şekilde takip edip şikayetleri sorgulayan bir sistem bulunmamaktadır.
Son dönemde gelir düzeyi düşük kesimlere yönelik sosyal konutlar yapılmaktadır. Bu konutlar ise maliyetleri düşürme, kârı artırma adına balkon, havalandırma, ortak alanları yetersiz bir şekle dönüşmüş durumdadır. Belki konut sahipleri için başını sokacakları bir ev edinmeleri sağlanmış oluyor ancak maliyetlerin bu kadar düşürüldüğü söylenen bir sistemde insani ihtiyaçların da göz ardı edilmemesi gerekiyor. Üstelik de maliyetlerle satış fiyatları karşılaştırılınca hiç de ekonomik bir yönünün olmadığı görülmektedir. Altı ayda bir güncellenen ödeme sisteminde konut alanların ödediği faizin miktarı on yıl boyunca evin güncel fiyatını hiç de ucuzlatmamaktadır. Ucuz alıp pahalı satarak işleyen sistemi sosyal hizmet diye sunmak çok da inandırıcı değildir.
Buraya kadar TOKİ sistemi ile ilgili yaşanan sorunların küçük bir kısmı dile getirilmeye çalışılmıştır. TOKİ bu yönüyle belli kişilere rant sağlayan bir sisteme dönüşmüş gibi görünmektedir. Sözleşmeler bu sisteme geçirilmiş hukuki bir kılıf olarak konut alanların ayaklarına geçirilmiş prangalar durumuna gelmiştir.
Siyasal iktidarın toplumun konut ihtiyacını karşılama gibi sosyal bir hizmet amacıyla oluşturduğu bu sistemin bu şekilde belli kişilere rant sağlayan, içine girenleri kendisine mahkum eden, ya öde ya çık dayatması şeklinde işleyen, kontrolsüz ve de üstelik pahalı bir hizmeti sosyal bir hizmet olarak nitelemek mümkün değildir. Bu durum hiç de yeni ortaya çıkmış bir durum değildir. Uzun zamandır TOKİ sisteminde bu sorunlar mevcut olmasına karşın ekonomik darboğaza girilen bu günlerde ülke çapında bir kampanyaya dönüşme eğilimine giren TOKİ sistemiyle henüz tanışmamış olanların bu cepheyi de dikkate almalarında yarar bulunmaktadır.



                             Muhalifbakış
                                                                               izmirmuhammedali@gmail.com




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eğitimde Müfredat Açmazı

Bizde eğitim denilince okullar, okullar deyince sınıflar, sınıflar deyince de dersler akla gelir. Millî Eğitim Bakanlığı güya ders içerikler...