12 Mart 2019 Salı

Güç ve Yetki ile Demokrasi Gelişmez


Cumhurbaşkanı devletin başındaki bir kişi olarak bir çok yetkiye sahip. Bu yetki ile ülkenin hemen tüm kaynaklarını tek başına kullanma imkanına sahip. Bu durum cumhurbaşkanını devasa bir güç haline getiriyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile bu yapı resmiyet kazanmış oldu. Yasalar ve tüm devlet yapısı buna göre yeniden oluşturuldu. Yerel seçimlerin yaklaştığı şu günlerde cumhurbaşkanı ülkede günde iki, üç farklı ilde konuşmalar yaparak oluşturulmuş cumhur ittifakına oy istiyor. Bu ittifakın karşısında millet ittifakı olarak adlandırılan bir başka ittifak bulunuyor. Cumhurbaşkanı devletin başındaki kişi olarak seçimlerde kendi tarafına oy isterken karşı tarafı da elinden geldiği kadarıyla kötüleyerek vatandaşı ikna etmeye çalışıyor. Seçimleri yerel seçimden çok ülkenin geleceğine etki edecek, ülkenin bekasına etki edecek önemli bir aşama olarak sunuyor. Bir tarafta devlet gücünü ve yetkisini arkasına almış cumhurbaşkanı, diğer tarafta ise muhalefet bulunuyor. Bu mücadeleyi demokratik ilkeler açısından dengeli güçler arasında bir mücadele olarak görmek zor.
Cumhurbaşkanı 2002’de AKPARTİ/AKP’yi kurarak siyasi hayata atılmıştı. O dönemdeki söylemlerde üç dönem kuralı diye anılan bir taahhüt dile getiriliyordu. Buna göre geçmiştekilerden farklı olarak yeni siyasi oluşumda bir kişi en fazla üç dönem bir makamda bulunabilecekti. Bu söylem o güne kadar ülke siyasi hayatında yeni bir iddia idi. Geçmişte siyasi hayattaki liderler adeta ölünceye kadar partilerinin başında kaldıkları eleştirisi ile karşı karşıya kalıyorlardı. Cumhuriyet tarihi boyunca ne kadar seçim kaybedilmiş de olsa siyasi hayatta bulunduğu koltuğu başkasına kendi rızası ile bırakan bir lidere rastlanmamıştı. Siyasi partiler liderlerin hayatı ile kaim makamlar gibi kullanılıyordu. AKPARTİ/AKP bu geleneği değiştirme iddiası ile işe başlayınca taraftarları bunu da bir argüman olarak uzun süre kullandılar. Ancak iş gerçekliğe gelince söylenenler adeta unutuldu. Bu gün için belki cumhurbaşkanı için görüntüde aynı makamda üç dönem durmadı şeklinde bir iddia ileri sürülebilirse de siyasi figür olarak 17 yıldır ülke yönetiminde tek başına hükmeden bir kişinin varlığı inkar edilemez. Bu durum ülke siyasetinin geçmişten çok daha güçlü bir şekilde tek lider hakimiyetine girildiğinin bir göstergesi. Partili cumhurbaşkanı siyasi partinin başkanı olarak tüm faaliyetleri yönetiyor. Siyasi partinin yöneticileri ve üyeleri doğrudan cumhurbaşkanı ile iletişim kurabiliyor. Siyasi parti üyelerinin devletin tüm güçlerine cumhurbaşkanı aracılığı ile doğrudan ulaşabilme imkanına kavuşmasını sağlamaktadır. Siyasi parti başkanının üyesi ve lideri olduğu siyasi partiye rağmen diğer partilere de aynı uzaklıkta bulunacağını veya kendi siyasi parti üyelerine ayrımcılık yapmayacağını/yapmadığını iddia etmek çok inandırıcı değildir.
Siyasi parti üyesi ve lideri olarak cumhurbaşkanı meclisin yapılanmasına, çalışmasına da doğrudan müdahale edebilmektedir. Yasamayı temsil eden meclisin bu şekilde bir liderin güdümüne girmesi yine demokrasi açısından uygun bir görüntü vermemektedir.
Yargının yetkili birimlerinde görev yapacak kişilerin seçiminde de yine cumhurbaşkanı büyük bir etki ve yetkiye, güce sahiptir. Yargının bu yapı içinde bağımsız olacağını beklemek yine çok inandırıcı bir iddia olarak görünmemektedir.
Güçlü bir yürütme ve yönetim yapısının oluşması ülkenin imkanlarının kullanımı açısından önemli bir avantaj gibi görünebilir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi vatandaşa anlatılırken de bu iddia kullanıldı. Ülke yönetiminin tek kişinin iradesine bağlı hale getirilerek güçlendirilmesinin avantajları bulunmakla birlikte siyasi kliklerin bu gücü tek başına kullanması demokratik ilkeler açısından zararlar oluşturmaktadır. Bu zararlardan kurtulabilmek için devletin fonksiyonlarını kullanan kurumlar arasında dengeli bir yapı kurulması gerekiyor. Kurumsal işleyişin etkin hale gelmesi devletin alt sistemleri arasında uyumlu çalışmayı gerektirmektedir. Devletin yasama, yürütme ve yargı fonksiyonları tek kişinin güdümüne girmemesi gerekmektedir. Ülkede farklı bakış açısına sahip insanlar, gruplar vardır. Tüm gruplar arasında karşılıklı saygı ve güven oluşabilmesi için toplumu oluşturan kişilerin devlet kurumlarına ve görevlilerine güvenmesi gerekmektedir. Siyasi açıdan farklı veya rakip gruplardan oluşan güçlerin elinde bulunan devlet kurumlarına güvenin oluşabilmesinde sorunlar olacağı doğaldır. Bu nedenle cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sorunları üzerinde daha fazla düşünülmesi ve çözümler geliştirilmesi gerekiyor. Bunun için en başta devlet sisteminde özerk güç odağı konumunda kurumsal yapıların oluşturulması gerekiyor. Yönetimi güçlendirmek kadar toplumun yönetime güvenini arttıracak sistemler de kurulmalıdır. Aksi takdirde toplum içinde sistem tartışmaları bitmeyecektir.
Siyasal gücün sahip olduğu yetki toplumda hemen her alanı doğrudan etkilemektedir. Basın yayın organları içinde iktidara yönelik eleştiri gücü her geçen gün azalıyor. Resmi medya araçları siyasal iktidardaki partinin yayın organı gibi hareket eder hale gelmiş durumda. Yazılı ve görsel özel medya kurumları kolayca hükümete yönelik eleştirel haber veya yayın yapamıyorlar. Doğrudan bir müdahaleden ziyade perde arkasından veya dolaylı devlet gücüne muhatap olma korkusu içinde yayın hayatına devam ediyor gibi bir görüntü veriliyor. Yargının muhalifleri susturma aracı gibi kullanılıyor şikayetleri toplumda kolayca hiç de az olmayan taraftar bulabiliyor.
Seçimlere giderken yaşananlar ülkemizdeki demokrasi geleneğini güçlendirmekten ziyade güçsüzleştirmektedir. Demokrasinin gelişmesi, güçlenmesi toplumda karşılıklı tartışma kültürünün varlığına bağlıdır. Bunun için karşılıklı hoşgörü ortamına ihtiyaç vardır. Böyle bir ortam ise yetki ve güç kullanarak oluşmaz.


                                   Muhalifbakış
                                                                               izmirmuhammedali@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eğitimde Müfredat Açmazı

Bizde eğitim denilince okullar, okullar deyince sınıflar, sınıflar deyince de dersler akla gelir. Millî Eğitim Bakanlığı güya ders içerikler...