2 Temmuz 2017 Pazar

Sendika-Siyaset İşbirliğine Dair…

           
Eğitim Bir Sen sendikası 2002 yılından itibaren büyük bir gelişme gösterdi. Bu gelişmenin nedenlerine dair bireysel yorumlardan öte bir şey söylemek zor. Fakat bireysel yorumdan başka bir bilgiye ulaşmak da aynı şekilde zor. Birey olarak yaşadığımız toplumda yaşadıklarımız, şahit olduklarımız, duyduklarımız, gözlemlerimiz, okuduklarımız ve değerlendirmelerimiz bize yaşananlara ilişkin kanaat oluşturmaya katkı sağlamaktadır. İçinde yaşadığımız toplumda hemen her birey bu yönüyle yakın çevresindekilere ilişkin kanaatlere ulaşabilir. Bu kanaatlerin tamamen doğruluğu iddia edilemeyeceği gibi tamamen yanlış da denemez.

           Memur sendikalarının ilk kurulduğu dönemlerde çok düşük üye sayısına sahip olan bir sendikanın aradan geçen zaman içinde sayısının on kattan fazla büyümesinin nedenlerine ilişkin herkesin kendince fikirleri olabilir. Adı geçen sendikanın gelişmesinin en önemli nedenlerinden başta geleni siyasi iktidarla yakın ilişki içinde olmasıdır. Sendikanın kuruluşundan itibaren yönetim kademelerinde bulunanlar zamanla siyasi iktidarın içinde siyaset yapar hale gelmişlerdir. Bu durum siyasilerle sendika arasındaki yakınlığın en başta gelen delilidir. Sendika ile siyasal iktidar arasında yakın ilişkiler personel seçimlerinde de görülmüştür. Eğitim sisteminin içinde yer alan sendikanın üyelerinin ne kadarının yönetim makamlarına geldiğine ilişkin bir istatistik olmamakla birlikte görevlendirmelerin büyük çoğunluğunun ki oran vermek gerekirse yaklaşık % 90’dan fazla bir oranın olduğu hemen herkes tarafından kabul edilecektir.

        Yönetim makamlarında bulunan kişilerin seçim sürecinde özellikle sendika üyeliğinin şart olarak arandığını hemen herkes kabul etmektedir. Yönetim makamlarına yapılacak seçimlerin siyaset-sendika ve bürokrat üçlüsünden oluşan gayri resmi kurul ve komisyonlar aracılığıyla kapalı kapılar ardında önceden belirlendiğini inkar edecek kişi sayısı neredeyse sıfıra yakındır. Bu durum sendikacı-siyasetçi işbirliğinin önemli delilleri arasında sayılabilir.
Bu işbirliğinde sendika kendi adamlarını yönetim makamlarına yerleştirerek gücünü dışarıya karşı göstermekle menfaat sağlarken siyasetçiler de oturdukları, dayandıkları toplumsal alt yapıyı güçlendirmekle menfaat sağlamaktadırlar. Bu karşılıklı menfaat ilişkisi toplumda işbirliğini kolaylaştırmaktadır.

             Özellikle son dönemde ortaya çıkan FETÖ/PDY’nın darbe girişimi öncesi iktidar-cemaat çatışmasının ilk ortaya çıktığı dönemde  siyasetçi-sendika işbirliği önemli bir ivme kazandı. Cemaat olarak tanındığı dönemde Aktif Eğitim Sen sendikasını kuran yapılanma o dönemde özellikle Eğitim Bir Sen’de önemli kan kaybına neden oldu. Aktif Eğitim Sen’i kendisi için önemli bir tehlike olarak gören Eğitim Bir Sen o dönemde bu sendika ile büyük bir mücadeleye girmişti. Aktif Eğitim Sen’e üye olanların büyük çoğunluğu Eğitim Bir Sen sendikasına üye idi. Bunlar bu sendikadan istifa ederek yeni kurulan sendikaya geçmeye başlayınca Eğitim Bir Sen bundan endişe duymaya başladı. İlk başlarda siyasilerle arası bozuk olmayan adı geçen yapılanma hükümetle arasının bozulması sonrası önemli bir desteği kaybetti. Hükümet yapılanma ile mücadelede ihtiyaç duyduğu toplumsal desteği Eğitim Bir Sen’i yanına çekerek tamamlarken, Eğitim Bir Sen düşmanını yok etme pahasına Aktif Eğitim Sen’le mücadele ederken güçlenme adına hükümetin yanında yer aldı. Bu karşılıklı menfaat ilişkisi bu gün de halen devam ediyor. Bu işbirliğinin yarar veya zararına ilişkin değerlendirmeler ayrı bir yazının konusu…

Muhalifbakış

           izmirmuhammedali@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eğitimde Müfredat Açmazı

Bizde eğitim denilince okullar, okullar deyince sınıflar, sınıflar deyince de dersler akla gelir. Millî Eğitim Bakanlığı güya ders içerikler...