2 Haziran 2022 Perşembe

İktidar Çıkmazının Sonu Yaklaşırken


 

Dindar anlayışa sahip olan kesimler yıllar yılı yok sayılmaktan, çağdaşlaştırma projeleri ile yozlaştırılmaktan, dini değerlerin baskı altında tutulmasından, özgürlüklerin kısıtlanmasından yakınarak toplumda seslerini duyurmak için uğraş verdiler. Toplumda özgürlük ve demokrasinin en başta gelen savunucuları arasında yer alan dindar kesimin önde gelenleri radikal dinci akımlardan kendilerini soyutlamak amacıyla muhafazakar demokrasi söylemlerini adeta kimseye bırakmadılar. Öyle bir zaman geldi ki toplumun büyük çoğunluğu için adeta tek proje sahibi gruplar olarak kendilerinin olduğunu iddia eder oldular. Bu söylemler uzun süren toplumsal sorunların getirdiği 2001 yılı tıkanıklığından çıkış olarak toplumun büyük çoğunluğu tarafından kabul gördü. 2002 seçimleri ile birlikte AK PARTİ iktidarı devletin yönetimine sahip olmayı başardı. Bu durum özellikle seküler ve laik kesimler tarafından uzun süre hazmedilemedi. İktidarın devri adeta ayak sürünerek gerçekleşirken iktidar olabilirsiniz ancak muktedir olamazsınız sloganları ile karşılandı. Hukuk başta olmak üzere ekonomi, askeri ve sivil bürokrasi, akademik dünya AK PARTİ iktidarını boğmak için elinden geleni yaptı. Kapatma davaları ile karşı karşıya kalan iktidar bu süreçte toplum nezdindeki gücünü artırmak amacıyla daha fazla demokrasi, özgürlük ve sivilleşme söylemlerine sarıldı. Bu süreç 2010 yılına kadar devam etti. Bu süreçte iktidar toplumun tüm kesimlerini yanına almak için büyük çaba harcadı. Bu çabanın sonuçlarını da aldı denebilir.

İktidarın en önemli handikaplarından birisi söylemlerinde güçlü bir şekilde kullandığı demokrasi, özgürlük ve sivilleşme söylemlerini sistematik bir yönetim uygulamasına dönüştürememek oldu. Devletin yönetimini demokratik yöntemlerle eline alan iktidarın yapması gereken şey toplumun tüm alanlarında bu söylemlere uygun yönetim düzenleri kurması iken iktidar bunun tam tersine hareket ederek söylemlerin arkasında oluşturduğu perde arkası mekanizmalarla demokratik olmayan gayri nizami düzenler kurma yolunu seçti. Geçmişte yok sayılan, ezilen dindar kesimlere hoş görünme, onları memnun etme endişesi ile devlet kademelerinde onlara yer açmaya başladı. Bunu yaparken de siyasi teşkilatını kullandı. İktidarın partisi ile etkileşim kurarak devlet kademelerine girme yolunu kullanan tüm cemaat grupları kendi adamlarını bir yerlere sokma yarışına girdiler. Geçmişten beri toplumun tüm kesimleri ile iç içe geçmiş olan cemaat yapıları sahip oldukları güç nispetinde kendilerine alan açma yarışına girdiler. Geçmişten beri cemaat yapılarının içinde en sistemli, pragmatik, güçlü yere sahip olmayı başarmış olan fethullahçılar grubu bu yarışta diğerlerinden daha öne çıktı. Geçmişten beri tüm cemaat yapılarından kendilerini sürekli ayrı bir konumda gören bu grup iktidarın cemaatlere gösterdiği hoşgörüyü en fazla istismar eden en güçlü grup haline geldi. Fethullahçı grup eğitim sektörü başta olmak üzere emniyet ve yargı bürokrasisi aracılığı ile resmi işleyişte büyük bir yere sahipti. Gazete, televizyon, radyo gibi yazılı ve görsel medyada olsun iş adamları aracılığı ile oluşturduğu dernekler aracılığıyla iş dünyasında olsun yerel ve ulusal pek çok alanda büyük çaplı faaliyetlerle yeni iktidar döneminde pastadan en fazla payı almayı başardılar. İktidar bu süreçte bu grubun sahip olduğu her tür aracı kullanmaktan uzak durmadı. Bu durum karşılıklı bir menfaat ilişkisi oluşturdu. Bu ilişki mevcut mevki makamlar tükeninceye kadar devam etti denebilir. Dağıtılacak her tür kaynağın zamanla azalması ile birlikte iktidar ile fethullahçı grubun menfaat yollarının daha fazla kesişmeye başlamasına neden oldu. Menfaat çatışması sonucunda siyasal iktidar ile fethullahçı grup arasında savaşın başlamasına neden oldu. İktidar taraftarları siyasal mücadele sonucunda sahip oldukları devlet gücünü doğal olarak yönetimde hiçbir riski üzerine almayan fethullahçı gruba karşı kullanmak zorunda kaldılar. Fethullahçı grup buna karşı sahip olduğu her tür gücü iktidarı yıpratma, zayıflatma amacıyla kullanma yoluna girmek zorunda kaldı. Bu çerçevede iki grup arasında yaşanan güç mücadelesinde iki taraf da birbirine karşı sahip olduğu tüm araçları kullanmaya başladı. İktidar Fethullahçı grubun en önemli güç devşirme aracı olan dershane sektöründe düzenlemeler yaparken karşı taraf emniyet ve yargı bürokrasisindeki adamları aracılığıyla yolsuzluk operasyonlarını kullanmaya çalıştı. Sahip olduğu basın yayın araçlarını da yoğun bir şekilde iktidara muhalif kişi ve gruplara açtı. Sistemli devlet gücüne karşı Fethullahçı grubun şansının olması beklenemez. Kaldı ki bu grup iktidarla girdiği işbirliği ile sahip olduğu gücü toplum kesimleri içinde haksız bir şekilde hemen herkese karşı kullandığı için zaten bir toplumsal temele de dayanmıyordu. Diğer cemaat grupları ile kendisini sürekli uzak tuttuğu için geçmişte de bu cemaat grupları tarafından dışlanan Fethullahçı grup sonuçta yalnız kaldı. Sahip olduğu dış desteklerin de yönlendirmesi ile 15 Temmuz kalkışmasına kadar sahip olduğu tüm mühimmatı kullandı ve sonuçta kendisini bitirdi.

Siyasal iktidar söylem düzeyinde kullandığı özgürlük, demokrasi ve sivilleşme kavramlarını toplumun tüm kesimleri için hayata geçirecek bir yönetim düzeni kurabilirdi. Bu çerçevede hangi zihniyette olursa olsun herkesin bürokraside yer almasına yardım edecek objektif seçme sınavları aracılığıyla en liyakatli olanları seçebilirdi. Bu tür objektif seçme sınavları aracılığıyla işe girme imkanı bulan hiç kimse gayri nizami kişi ve grupların ağına, kapısına düşmezdi. Bu tür yapı ve gruplar da güçlenme imkanı bulamazdı. Sırf bizim adamlarımızdan oluşan devlet kadroları oluşturacağız endişesiyle girilen bu yanlış kadrolaşma çabası iktidarın kendi kendini bitirmesine neden olan en önemli hususlardan sadece birisidir.

Geçmişte aynı yolun yolcusu zannettiği cemaat yapılarından görülen ihanet iktidarı kendi bağlılarını yaratma yoluna gitme tercihini kullanmaya itti. Bu amaçla kendine yakın kişiler tarafından oluşturulan sivil toplum yapıları, vakıf, dernek ve diğer kurum ve kuruluşlar aracılığıyla kendine bağlı toplu kesimleri oluşturmaya çalışıldı. Bu yapılar aracılığıyla referanslar aranınca insanlar geçmişte kullandıkları maskelerin benzerlerini bu kez iktidara ait olanlardan seçmek zorunda kalır oldular. Geçmişte insanlara dayatılan iki yüzlülük bu kez iktidarın şablonları kullanılarak yeniden gün yüzüne çıkmış durumda. Oluşturulan mülakat sistemleri ile objektif sınav kriterinin aşılmasının yolu bulunmuş oldu. Oysa bu durum iktidarın güç kaybetmesine neden olan ana unsurların başında geliyor. Buna rağmen bu yoldan vazgeçilemiyor. Büyük bir kısır döngü oluşmuş durumda.

İktidar sahip olduğu devlet gücünü sadece kadrolaşmak için kullanmadı. Siyasal sorumluluk sahibi olduğu iddiasıyla topluma yönelik hemen her alana gelişigüzel müdahil olmaya başlaması bir başka sorun alanıdır. Ekonomi başta olmak üzere eğitim, yargı, imar, şehirleşme ve tarım/ziraat/hayvancılık gibi hemen her alan kendine özgü bilgi sistemi, işleyiş yöntemi ve araç gereciyle özgün ve özerk uygulama alanları olması gerekirken sürekli siyasal iradenin müdahalesine açık hale getirildi. Bu alanlara özgü bilimsel çalışma düzeni yerine liderin söylemlerine bağlı işleyiş alanlarına dönüşüp kendine özgü çalışma düzenini terk etti. Bu gün dünyanın hemen her yerinde ekonomi biliminin gereğine göre hareket eden devletlere karşın bizim ülkede ekonomi biliminin temel ilkeleri görmezden gelinmeye devam ediliyor. Eğitim sisteminin yetişmiş insan gücü devre dışı bırakılarak siyasal iktidarın güdümünde oluşturulmuş politika kurulları ile günübirlik eğitim uygulamaları bugün hayata geçerken yarın kaldırılıyor. Sürekli bir yaz boz uygulaması geçmişten beri gelen eğitim sorunlarının devam etmesine neden olurken çağın getirdiği yeni uygulamalarla yeni sorun alanları ortaya çıkıyor. Tarım politikaları dışa bağımlı bir devlet/toplum yapısı ortaya çıkarmış durumda.

Siyasal iktidar sahip olduğu devlet gücünün yarattığı maddi kaynakları kendine taraftar olanlara dağıtarak yeni bir menfaat grubu oluşmasına neden oldu. İktidara yakın olmanın getirdiği maddi kaynaklara kolay ulaşma imkanı iktidarla güçlü bir bağ oluşmasına da neden olmuş durumda. Bu menfaat ilişkisinin oluşturduğu zümre iktidarın devam etmesi halinde menfaatlerinin devam edebileceğinin farkında olarak iktidarın hayatını uzatmanın yollarını arıyor. Bununla birlikte toplumun büyük çoğunluğuna ulaşmayan imkanlar büyük çoğunluğun yokluk içinde kalmasına neden olmuş durumda.

İktidarın bu sorunlar sarmalından çıkabilmesi oldukça zor görünüyor. Uzun bir zamandır oluşturulan kaynak dağıtma mekanizmasının oluşturduğu menfaat ilişkisinin kısa sürede bozulacağını beklemek çok mümkün görünmüyor. İktidarın şimdiye kadar oluşturduğu bu düzeni tamamen bozması, tersine bir duruma sokması zaten azalmış olan toplumsal desteğin tamamen bitmesi anlamına geleceğinden mümkün değil. Bu düzenin topluma yarar sağlamadığı da açık. Bu nedenle toplumun tümüne hizmet eden bir sistemin kurulması bu saatten sonra bu iktidarın yapabileceği bir şey değil. Kendine bağlı kadroları devre dışı bırakacak, ehliyet ve liyakati önceleyen bir seçme sisteminin kurulması da yine aynı şekilde mümkün değil. Bu güne kadar uygulanan ekonomi, eğitim, sağlık, yargı, tarım politikalarından tamamen vazgeçebilmek de yine mümkün görünmüyor. Bu politikalardan dönüş şimdiye kadar yapılanların yanlışlığını kabul anlamına geleceği için iktidar tarafından bunun kabul edilmesi en yakın seçimlerde başarısızlığın kabulü anlamına da gelecektir.

Bu saatten sonra mevcut iktidarın bir şeyleri değiştirmesi, olumlu yöne çevirmesi çok mümkün görünmüyor. Bundan sonra muhalefet gruplarının akıllı politikalar, söylemler ve taahhütlerde bulunması gerekiyor. Buna rağmen ülkenin bu güne kadar yaşadığı sorunlardan kısa sürede kurtulabileceğini beklemek de doğru değil. Mevcut sorunlar yumağının çözülebilmesi için en azından 2-3 yıllık doğru politika uygulamalarına ihtiyaç gösteriyor. Yen dönemde geçmişe dönük etkin bir sorgulama, yargılama sürecinin işleyeceğini beklemek de şimdiye kadarki ülke geçmişi dikkate alındığında çok gerçekçi değil. Keşke etkin bir sorgulama ve yargılama sistemi kurularak geçmişte yapılan yanlışların hesabı sorulabilse ama bu da hayal gibi görünüyor. Geçen yıllardan ders alınabilirse bu da büyük bir kazanım olacaktır.    

                                                                                 Muhalifbakis

                                                                   izmirmuhammedali@gmail.com                                                                                                                                                                                                                                                                    

                                              

Eğitimde Müfredat Açmazı

Bizde eğitim denilince okullar, okullar deyince sınıflar, sınıflar deyince de dersler akla gelir. Millî Eğitim Bakanlığı güya ders içerikler...