Özellikle 2002 sonrası yeni siyasal dengelerin ortaya çıkması ile birlikte geçmişte her zaman siyasetin dışında tutulmaya çalışılan kesimler siyasetin merkezine taşınmış gibi göründü. Ancak yeni gelenler de oluşturdukları güç çemberlerinin içine kendileri dışında kimseyi sokmamak için her türlü çareye başvurmaktan kaçınmadılar. Geçmişin mazlumları bugünün zalimlerine dönüştüler. Bu süreçte ülkedeki siyasi muhalefetin yokluğu onların işlerini daha da kolaylaştırdı. Halen de dişe dokunur bir muhalefetten söz edebilmek mümkün görünmüyor.
Geçmişten bu güne toplumu yok sayan anlayışlar devre dışı bırakılmış gibi görünürken toplumu oluşturan büyük çoğunluk kendi değerlerini temsil ettiklerini düşündükleri siyasi iktidarın her yaptığına gözü kapalı bir şekilde onay/destek verir durumdadır. Öyle ki yapılan yanlışlıklar dile getirildiğinde hemen karşıtlıkla damgalanılmakta, hatta daha ileri gidilerek dönemin düşman kamplarında yer almakla suçlanmaktadır. Böylesi gözü kapalı teslimiyet içindeki bir toplumsal yapıda muhalif bakışlara çok daha fazla ihtiyaç vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder